Bu yazı 13 Şubat'ta AdresGezgini Blog'da ve Campaign TR Blog'da yayınlanmıştır.
Bundan 3-4 sene önce, AdresGezgini‘nde “Sosyal Medya Uzmanı” olarak işe başladığımda birçok kişi tarafından eleştirilmiş, sert okların hedefinde kalmıştım. Hiç önemli değildi, çünkü ben bu titrin içini elimden geldiğince doldurmaya çalıştım ve hala çalışıyorum.
Biliyorum, sosyal medya uzmanı olunmaz, sosyal medyayı kullanan bir iletişim uzmanı, pazarlama uzmanı vs. olursunuz. Ama bu kavram yaratıldı, meslekler sözlüğüne girdi; böyle biliniyor, birçok ajans tarafından iş ilanları ile yeterliliğe sahip kişiler aranıyor, büyük firmalar sosyal medya ekibi kuruyor. Özellikle İstanbul, İzmir, Ankara gibi büyük şehirlerde talep var, yeterli yetişmiş eleman yok. Hal böyle olunca da başta özel üniversiteler olmak üzere birçok eğitim kurumu “sosyal medya uzmanlığı sertifika programı” düzenliyor. Hem kendi blogumdan hem de sosyal ağlardan bana en çok sorulan soru şu: “Sosyal medya uzmanı olmak istiyorum sizce X kursuna gitsem faydalı olur mu?”
Bugüne kadarki eğitim hayatımda tecrübe ettiklerimle sabit ki gittiğiniz kursların, aldığınız eğitimlerin tek başına size ya da kimseye bir faydası yok. Kendinizi geliştirmezseniz derslerde öğrendikleriniz anlamsızlaşacak, üstüne bir de cebinizden tonlarca lira para harcamış olacaksınız.
Bu aynı, tiyatro kursuna gidip tiyatro oyuncusu olacağını sanmak gibi.