Facebook’da yaşamaya başlayalı neredeyse 5 yıl olmuş. O yıllardan bu tarafa pek çok şey değişti. Aynı şu aşağıda izlemek üzere olduğunuz video gibi:

O vakitler daha pek kimse keşfetmemişti Facebook’u. Var olan 50-60 arkadaşımı rakı sofrasına davet edip dansöz oynatıyordum. Bunun görsellerini bulamadım. Ama çok eğlenceliydi. Daha sonra büyüyen çiçekler hediye etme, sanal hayvan besleme falan gibi uygulamalarla günüm şenleniyordu. Eski okul arkadaşlarımı bulup onlarla dışarıda buluşmak da işin en eğlenceli yanıydı. Sonra giderek büyüdü Facebook. Benim okulum bitti, çalışma hayatına ucundan kıyısından tutundum. Sonra bir gün kafam attı, 6 aylığına kapattım hesabımı. Ruhumu temizledim. Ne istediğime karar verdim ve yeniden döndüm sahalara. Tam da ortasına! Şimdi işim gereği, inciğini cıncığını öğreniyorum Facebook ve benzerlerinin. Hayır tabii ki uygulama geliştiremiyorum ama sosyoloji ile harmanlayarak bilmem gerekenden daha fazlasını öğrenmeye zorluyorum beynimi. Her gün kendimle yarışıyorum, iyi yapılmış işleri alkışlıyorum. Kötülere burun kıvırıyorum. Kimseyi üzmeden, tamamen “Işıl Yılmaz” ile yarışıyorum.

Bu süreçte her dakika sosyal medyada gizlilik, sosyal medyada pazarlama, sosyal medyada gruplar gibi tonlarca konuda fikir sahibi oluyorum. Tüm bildiklerimi unutup yeniden öğreniyorum. Bana kişisel olarak en çok fayda sağlayan konulardan biri ne biliyor musunuz: sosyal medyanın akıllı kullanımı. Bilinçli tüketim, hemen her şeyde olduğu gibi sosyal medyada da karşımıza çıkıyor. Tam da bu noktada aşağıdaki video çıktı karşıma:

Hayır, hayır! Sosyal medyada olmayın demiyorum. Sadece bilinçli tüketim. Naçizane dileğim budur.