Etiket arşivi: Sosyoloji

Bir Sosyologun Sosyal Medya İle İmtihanı

Sosyoloji benim için her zaman bir sığınak olmuştur. Kafa karışıklığımı giderebildiğim, toplumları, kültürlerini yargılamadan anlayabileceğim sınırsız kaynakla dolu sessiz bir liman. Her zaman içinde çığırtkanlar vardı bu bilimin ama benim kafamdaki çığlıklarımı dindirmeme neden oldu. Ne yazık ki bunu bizim devlet üniversitelerinde yapabilmek çok zor. Kimse alınmasın ama üniversitelerin sosyoloji bölümleri saman kağıtlara kurşun kalemlerle not alınmış, miadı çoktan dolmuş teorilerle öğretim yapmaya çalışan hocalarla dolu. Eğer içinizde birazcık sosyoloji aşkı yoksa, okuldan mezun olduktan sonra sudan çıkmış balık gibi karada nefes almaya çalışırsınız.

Sosyal medyaya giriş yaptığım son 3 senedir sosyal medyanın sosyolojisi üzerine okumalar yapıyorum. Bulabildiğim tüm makaleleri, blogları okuyor, işime yarayanları not edip gerisini geri dönüşüm kutusuna postalıyorum. Geçenlerde Avustralyalı bir hocanın bloguna denk geldim. Adı Deborah Lupton, Sydney Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde görev yapıyor.

Bugün size Deborah Lupton’ın hikayesini anlatacağım.

digital_sociology

Okumaya devam et

Sosyal Medyada Var Olmanın Dayanılmaz Hafifliği

Teknoloji araçları gün geçtikçe değişmekte ve iletişim ya da paylaşım için kullandığımız sosyal ağlar evrilmekte! Dolayısıyla içerik dağıtımı için kullandığımız ortamlar da bu paralelde büyüyor. İletişim ve haberleşmede yaşanan değişimler, sosyoloji bilimini de pazarlama stratejisinin bir parçası haline getiriyor.

Sosyal ağ çağında, geriye doğru bir adım atıp şirketler ve insanlar arasındaki iletişim köprüsünün “biz” olduğunu fark etmemiz gerekiyor. Ancak hepimizin bildiği gibi, sosyal medya çağında insanlar artık daha yüksek bir sese sahip. İyi ya da kötü kişiden kişiye etkinin güçlü bir kanalı haline gelmiş durumdayız. Geleneksel ve sosyal medya araçları ile, etki sahibi kişiler ve kullanıcılarla devam eden, başarılı ilişkileri kullanarak bütünleştirmek pazarlamanın geleceğidir. Yani ilişkiler, ister geleneksel ister yeni medya da olsun, her şeyin temeli olarak işlev görmekte.

sociology-sm Okumaya devam et

Adorno’dan Sosyoloji Öğrencilerinin Mesleki Analizi

adorno

Theodor Adorno Introduction to Sociology kitabında yer alan 23 Nisan 1968 tarihli ders notunda sosyoloji öğrencilerinin yaşadığı işsizlik sorununu şöyle açıklıyor:

“The number of students majoring in Sociology has risen to an extraordinary degree since 1955. Let me give you a few figures: in 1955 there were 30 sociology majors, in 1959 163, in 1962 there were 331, in 1963 383. Now (1968) there are 626. In view of this I should be professionally blinkered in deed If I were to tell you how wonderful it is that so many of you are studying sociology! If you compare the expectations ambitious of students with the professions they actually later adopt, the results are even worse. For example -and this is very interesting- only % 4 of sociology students originally wanted to work at a university whereas %28 of graduates have been absorbed into higher education. In another words, the university which produces sociologist, is also their main consumer, their primary consumer. This is a situation which, making somewhat free use all the language of pscyhoanalytic theory, I have called incestuous. In my opinion this is not a diserable state of affairs. On the other hand only %4 of students originally intended to go into market and opinion reserach whereas %16 have actually entered that profession. By contrast a relatively high number -%17- wanted work in journalism, radio and television, but only %5 of graduates have found employment there. With regard to Industrial and Company Sociology, %3 wanted to adopt this profession and %4 have actually taken it up – a somewhat better ratio -.” Adorno, Theodor W.

Aradan geçen 45 yıl içinde değişen bir şey yok gibi. Sizce?