Dijital pazarlama alanında yeniyseniz bu sektörün kompleks jargonu sizi mutsuz edebilir. Yöneticinizin ya da çalıştığınız ajanslar birçok farklı terim kullancaklar, kafanız karışacak, bunu mu demek istediniz? diye bakacak gözleriniz. Bu yazıda sizi ortamlarda havalı gösterecek, toplantılarda aaa evet ben bunu biliyorum diyebileceğiniz sıkça kullanılan 20 dijital pazarlama terimini sizinle paylaşacağım.
1. CTR – Click Through Rate: TO olarak da karşınıza çıkabilir çünkü Türkçe meali Tıklama Oranı’dır. Bir internet reklamını tıklayan kullanıcıların görüntüleyenlere oranıdır. Dijital pazarlama dünyasındaki terimlerin en önemlisidir. Şu şekilde hesaplanır: Tıkalama Oranı = Tıklama Sayısı / Gösterim Sayısı
2. CPA – Cost per Acquisition ya da Cost per Action: CPA’de sadece satış, dönüşüm ya da müşteri kazanmak için para ödersiniz. CPA’in en iyi tarafı sadece arzu ettiğiniz hedef için para ödemek.
3. CPC – Cost per Click: Türkçe meali Tıklama Başına Maliyet. En sık duyacağınız terimlerden biri. Adından da anlaşılacağı üzere reklamveren bu modelde her bir tıklama için para öder.
4. CPM – Cost per Mille ya da Cost per Thousand: Türkçe meali Bin Gösterim Başına Maliyet. Bu model genellikle marka bilinirliğini artırmak isteyen ve başlangıçta satış hedefi olmayan reklamverenler için önerilir.
5. Conversion (Dönüşüm): Bir ziyaretçi web sitesini ziyaret edip reklamverenin hedeflediği yolu tamamlarsa buna dönüşüm deniyor. Mesela, bir satın alma, e-mail formu doldurma, üyelik kaydı gibi.
6. Impression (Görüntülenme): Bu terim reklamverenin reklamının hedef kitlesi önüne çıkmasına ya da bir kullanıcının web sitesi sayfasını görüntülemesine işaret eder.
7. Anahtar kelime: Bunun da İngilizce mealini söyleyeyim, değişiklik olsun :) Keyword. Toplantılarda ‘hedeflediğimiz keywordler’ gibi bir konu geçerse konuşan kişinin aslında anahtar kelime demek istediğini anlayabilirsiniz. Bu kelimeler kendi aralarında da birkaç türe ayrılır. Ayakkabı, kırmızı ayakkabı – kısa anahtar kelimeler. ‘Kadın kışlık kırmızı ayakkabı’ uzun kuyruklu anahtar kelimeler gibi. Long tail keywords üzerine çalışılmalı, bir ara yazayım bunu da.
8. Organik Trafik: En sevdiğimiz trafik. Temiz, tertemiz. Tamamen kullanıcının kendi isteğiyle, bizi merak ettiği için geldiği trafik. Para vermeden, arama motorundan yönlenmiş canımız organik trafik.
9. Ücretli Trafik: Bunu çok sevmiyoruz çünkü cebimizi yakıyor. Her bir anahtar kelimeye, bannera, videoya ve aklınıza gelebilecek tüm reklamlara ödediğimiz trafik. Yeter ki gelsinler, sitemizi ziyaret etsinler diye satın aldığımız trafik. :)
10. SEO (Search Engine Optimisation): Her ne kadar Türkçesi Arama Motoru Optimizasyonu olsa da hep SEO kısaltması kullanılır. SEO ya da ESİO olarak okunduğu görülmüştür. Bir web sitesinin arama motoru sayfasında üst sıralarda görüntülenebilmesi için yapılan biri dizi faaliyeti ifade eder. SEO çalışmalarınız ne kadar iyi olursa organik ziyaretçi sayınız yüksek olur ve ücretli trafiğe bir o kadar az para harcarsınız.
11. SEM (Search Engine Marketing): Arama motoru reklamcılığı olarak Türkçeleştilir Google reklamları diye bilinir. Çünkü memleketimizde arama motoru deyince ilk akla gelen site Google’dır. Arama motorları üzerinden yapılan metin, video ve görsel tüm reklamların genel adıdır.
12. META Tag: Genelde SEO konusunda çalışırken karşınıza çıkar. Bilgi etiketleri olan meta tag’ler, ‘HEAD’ denen etiketlerin arasında yer alırlar. Sitenizin Google’a indexlenmesini bu arkadaş gerçekleştirir. Yani, arama motorlarına içerik ve sayfa yapısı hakkında bilgi verirler.
13. Landing Page (Açılış Sayfası): Dijital reklamlarınızın yönlendirildiği web sayfalarıdır. Mutlaka reklamlarınızla ilgili metinler ve görseller içermelidir.
14. Affiliate Marketing: Satış ve gelir ortaklığı anlamında kullanılır. Affiliate işi yapan bir çok site ve networkler var. Firmalar bu networkler üzerinden sitelerde banner reklamlarını yayınlar ve CPA ile ödeme yaparlar. Yani, satış gerçekleştiğinde networke para ödersiniz.
15. Backlink: Yine SEO’da sıkça karşınıza çıkacak bir kelime. Kaç backlink aldık? Backlinklerimiz kaliteli mi? gibi sohbetlerde kulağınıza illa ki çalınır. Backlinkler, sizin sitenize başka sitelerden yönlendirilmiş linklerdir.
16. Bounce Rate: Anlatması en zor ve en sıkıcı terimlerden biri bence. Siteyi ziyaret eden bir kullanıcının sitenizdeki hiçbir sayfaya bakmadan ayrılmalarının oranına deniyor. Genellikle e-posta pazarlamalarında ya da Analytics’de karşınıza çıkar.
17. Content Marketing: Bildiğimiz blogger’cılığın daha fancy adı. Müşterilerin okuduğu her türlü Google ve kullanıcı dostu metinlere content diyoruz. Bunun üzerinden yapılan pazarlamaya da content marketing.
18. Influencer: Fenomen, İnternet ünlüsü diyebiliriz. Senin benim gibi insanlardır normalde ama yarattıkları içerikle öne çıkmış ve tanınmış olmaları sayesinde çok güzel marka işbirlikleri yaparlar. Takipçileri ve etkileşimleri sayesinde markalar onları çok sever.
19. Cookie: Bir web sitesini ziyaret edersiniz, sonra başka bir siteye girersiniz ama az önceki girdiğiniz web sitesi size reklamını gösterir ya. Hah işte o olay bu cookie’ler sayesinde oluyor. Cookieler, Türkçe mealiyle çerezler ziyaret ettiğiniz sitede, davranışlarınızı takip etmek için depolanan bilgilerdir. Özellikle remarketing, retargeting çalışırken karşınıza çıkar.
20. CTA (Call to Action): Hemen kaydol, Tıkla, Üye Ol gibi butonların tümüne verilen ad Call to Action. Yani, harekete geçirici ifadeler. Genellikle banner reklamlarda ya da kısa metin reklamlarda karşınıza çıkar. Tasarımcı ile çalışırken bilmeniz gereken bir terimdir.
Evet efem, bugünlük bu kadar. Aklınıza takılan farklı bir terim olursa yorum bırakmayı unutmayın! İyi eğlenceler!
Değerli bilgileriniz ve yazınız için teşekkür ederim.