İnsanın kökleriyle barışması, ailesini affedip sevmesi, geçmişini kucaklaması falan çok uzun ve zor bir yolculuk, bütün bir ömür sürüyor belki. Ben, son 10 yıldır bunun üzerine çalıştığımı ve birkaç yıldır da epey ilerleme kaydettiğimi söyleyebilirim. Geçmişten gelen düğümler sırayla açıldıkça kendini de tanıyor insan, bi’ rahatlama geliyor. Gençleştim yahu, kendimi tanıyorum nihayetinde. Başka bir şey diyecektim, konu dağıldı. Hani, yazı atölyesine başlamıştım ya. O bitti. Biterken bana birkaç hediyesi oldu, iyi yazmayı öğrenmenin dışında. Yıllardır, babamın ısrarlarından kaçarak, inadımdan okumadığım Necati Cumalı’yı tanıdım, hocam sayesinde. Şimdi “Ay Büyürken Uyuyamam”ı okuyorum. Karşımda yarınaltıyla, miltarlasıyla, yalamığıyla bizim köy. İri memeli kadınları, kahvede cigara tüttüren beyamcaları, sabaha karşı tütün kıranlar, bağ yapanlar, üzüm kesenler. Kullanmaya kullanmaya unuttuğum kelimeler; Peşkiri, pırnalı, çiftesi… Yaşasın köklere dönüş! Yaşasın bu yolda karşılaştığım ve tanıdığım iyi niyetli insanlar. İyi ki varlar. ❤️ Ve seni seviyorum baba! . . . . #necaticumalı #aybüyürkenuyuyamam #kitaptavsiyeleri #kitaptavsiyeleri

A post shared by Işıl Yılmaz Sümer (@isilyilmaz) on

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.