Üniversite son sınıftayken Türk Halk Bilimi’nden seçmeli ders almış ve birçok seçmelide uyuklayan ben saniyesini kaçırmadan tüm yıl derse seyirtmiştim. Bu yazıyı okuyan lise öğrencileri varsa ve bölüm seçiminde zorlanıyorlarsa kesinlikle Folklör bölümünü öneririm. Hele de dersi Özkul Hoca veriyorsa. Özkul Çobanoğlu Türk folklörüne gönül vermiş, müthiş bir birikime sahip mutevazi hocalardan biri. Babam Yörük olduğundan kelli köklerimi çok aradım, Özkul hoca da bana çok yardımcı oldu sağolsun. Ha bulabildiniz mi derseniz, bizim kökler çok karışık, hemen çözülmüyor.

Neyse, halkbilimi diyordum, masallar, ninniler, efsaneler, danslar, türküler… Hepsi halkbilimini okumanıza yardımcı olacak sağlam kaynaklar. (Masallarla ilgili paylaşımlarımı Periler ve Devler‘de sürdürüyorum, bakmanızda fayda var.)

Annem sesiyle çok barışık değildi, galiba dayım bir gün annem şarkı söylerken ona laf etmiş, annem o günden beri çok ses etmez, mırıldanmaz. Hatta müziğe de küskün. Barıştıramadık onu bir türlü :) O yüzden sanırım, anneannemin sesi kulaklarımdan hiç gitmez. “Domatesin çekirdeği kırmızı kırmızı, ışıl bu dünyanın yıldızı yıldızı” diye uyuturdu beni.

Yıllar geçti, ben kocaman oldum. Masallara inanmayı hiç bırakmadım. Efsanelerdeki ejderhaları evcilleştirmeye çalıştım, türküler beni ağlattığından çok sevmesem de ninnilerle bu açığı kapatmaya çalıştım. Dünyanın dört bir yanından ninniler topluyorum. Bir kısmı ile YouTube’da playlist oluşturdum.

Bugün de hafızama bir çentik olsun da diye Etka’ca’da karşılaştığım listeyi iliştireyim dedim. Yeni bebeği olanlar, ninnilere tutkunlar, köklerini arayanlara benden bir armağan olsun. İyi uykular!