Geçen hafta upuzun yazlık seyahatimizden Ankara’ya kesin dönüş yaptık. Şehri nasıl özlediysem artık, dönüşümüze birkaç gün kala PechaKucha Ankara için biletleri aldım, kesin gidilmesini garantilemek için. Etkinlik, zaten, mahallemizin güzide mekanı L’avare’da olacağı için çocuk konusunda gönlüm rahattı. Birkaç saatliğine halaya ya da babaanneye emanet edecektik.
PechaKucha’yı İzmir ekibi sayesinde, çok uzun zamandır takip ediyordum, ancak benim İzmir’deki iş yoğunluğum, saatlerin bir türlü denk gelememesi gibi nedenlerle hiç dahil olamamıştım, içimde ukteydi, Ankara sayesinde doldu.
Yine mi elimde telefon?
PechaKucha Nedir?
PechaKucha Japonca’da acelece konuşmak, cıvıldamak anlamına geliyormuş; konuşmacıların 20’şer slaytı 20’şer saniyede anlatmasının beklendiği şahane bir Japon sunum tekniği. Zaten bu Japonlar ne yaparsa hep en garibini, en iyisini yapıyor. Bugün 170’den fazla ülkede yapılan bu etkinliklerde tasarım, teknoloji alternatif iş alanlarında çalışan insanlar, bir araya gelerek fikirlerini paylaşıyorlar.
PechaKucha Ankara’da neler oluyor?
Ankara ayağını Beyza ve Gonca isimli iki arkadaş yürütüyor.
İlk olarak geçen yıl Haziran ayında the AHA Moment başlığı ile düzenlenen PechaKucha Ankara, uzun bir aradan sonra, 15 Eylül’de Better Together ile sahalara dönmüş. İyi ki dönmüş, sayelerinde ilk PechaKucha deneyimimde bir sürü şey öğrendim, Ankara’da kendi kabuklarında yaşayan ve çok güzel işler yapan insanları tanıdım.
Kız Başına ekibi mesela, muhteşemdi. Türkiye’de kadına yönelik şiddete karşı ODTÜ’lü öğrencilerin oluşturduğu bir sosyal medya projesi. Proje o kadar etkili olmuş ki P2P Facebook Global Digital Challenge yarışmasında dereceye girmiş.
Seda ve Lavarla ekibini Ankara’ya taşındığım ilk zamanlarda tanımıştım. Seda’yı Lavarla’dan ayrı tutmak biraz hüzünlü olsa da iki ayrı oturumda her birini ayrı ayrı dinlemek keyifliydi. Seda da Serkan da Lavarla’da ekip oluşumlarından ve hatalarından çok samimiyetle bahsettiler.
Ayrı kategorilerde çok sevdiğim iki sunum da Joon ve 97/13‘ündü. Joon‘un sunumuna hayran kaldım, arada konuştuk, çok iyi çalışılmış bir sunumdu. Kelimeler çok düzgün ve akıllıca seçilmişti. Ne yaptıklarını, nasıl ekip olduklarını, hangi süreçlerden geçtiklerini çok zekice anlattılar. 97/13’ün sunumu ise çok sevimliydi. Eskişehir’de 2014 yılında, henüz üniversite öğrencisi iken radyo yayınları yapan iki arkadaşın maceralarını dinledik. Onların şirin sunumlarını dinlerken aklıma gelen ilk şey şu oldu: ‘It’s not about the destination, it’s about the journey’
Ve ölücü darbeyi Samican Tandoğdu vurdu. Benim henüz izlemediğim Batman, The Dark Knight filminden aldığı screenshotlarla girişimciyi, girişimlerdeki ekip oluşumunu anlatan Samican’ın 2015 yılından beri Girişimci Muhabbeti adıyla podcastler yayınlıyormuş. Sayesinde podcast dünyasına da hızlı bir giriş yaptım.
Vee, hızlıca bir teşekkürler; beni rutinimden ve konfor alanımdan çıkardığın için teşekkürler PechaKucha Ankara ekibi, en kısa zamanda görüşmek üzere.