Sinemaya gidiyorsun adam sana elektronik bilet veriyor, birincisi bunu kendin alabilirsin ikincisi bileti aldıktan sonra kapıdaki ekrana bileti okutmak için de bir adam duruyor. WHAT? Ben bunu kendim yapabilirim.Biz kardeşimle epey konuşuyoruz bunun üzerine. Niye bu işlere ihtiyacımız var? Neyse, bugün tesadüfen Anıl Aba’nın Birgün’deki bir yazısında denk geldim ve resmen aydınlandım. Aba’nın anlattığı kitabı henüz okumadım ama listeme ekledim, okuyacağım. Şimdilik onun anlattıklarıyla yetiniyorum;
London School of Economics’de antropoloji profesörü olan David Graeber bundan birkaç sene evvel doihaveabsjoborwhat@gmail.com diye bir e-posta hesabı açar. bs: bullshit ancak Google bullshit kelimesinin mail adresinde geçmesine izin vermediği için kısaltma kullanmak zorunda kalmış.
Daha sonra sosyal medyadan bir duyuru yapar; yaptıkları işin “bullshit” olduğunu düşünenlerin bu adrese tam olarak ne yaptıklarını ve neden öyle düşündüklerini beyan ettikleri bir e-posta atmasını ister.
Gelen cevaplar üzerinde çalışan Graeber araştırma sonuçlarını, “Bullshit Jobs: A Theory” kitabında beş kategori altında sunmuş. Kategoriler şunlar;
1. Dalkavuklar // Flunkies
Birilerinin daha iyi görünmelerini veya daha iyi hissetmelerini sağlayan işlerde çalışanlar; kişisel asistanlar, resepsiyon görevlileri, kapı hizmetçileri, otellerdeki concierge elemanları, müdür ya da siyasetçilerin arabalarının kapılarını açan kâhyalar vb.
Bu işler anlamlı bir işten ziyade kurumu prestijli göstermeye yarayan işlerdir.
2. Fedailer // Goons
Şirketin pazar payını arttırmak için canhıraş çalışan ve şirket sahiplerinin hakkını agresif bir şekilde savunan, yani kraldan çok kralcı olanlar (goons). Şirket avukatları, reklam ve pazarlamacılar, sosyal medya uzmanları, halkla ilişkiler ve insan kaynakları personelleri vb.
Bu işler aslında sırf diğerleri de yapıyor diye yapılan işlerdir.
3. Koli Bantçıları // Duct-Tapers
Aslında işin başında daha olmaması gereken sorunları çözenler (duct-tapers). Sürekli kötü yazılmış kodları düzelten bilgisayar programcıları, ucuz yapıldığı için her defasında çöken yollara asfalt atan yol işçileri vb.
4. Kutu tikleyenler // Box-tickers
Aslında pek şey yapmayan bir kurumun ya da departmanın bir şeyler yaptığını iddia etmesine aracılık edenler (box-tickers). İnceleme yapması için kurulan cart curt komiteleri, işlerin yönetmeliğe uygun yapıldığını kontrol edenler, performans değerlendirme uzmanları, vergi denetçileri vb.
Bu görevlerde çalışan kişiler kutuları tikleyerek aslında her şeyin prosedürüne uygun yapıldığını ve kimsenin kabahatli olmadığını gösterirler.
5. Angaryacılar // Taskmasters
En önemli vazifesi diğer insanlara saçma sapan işler vermek ve/veya onların verimli çalıştıklarını denetlemek olanlar (taskmasters). Orta kademe yöneticiler, stratejik liderlik profesyonelleri, bazı insan kaynakları pozisyonları vb.
Angaryacılar iki kategoride ele alınıyor. Birinci tip, tek işi diğer insanlara iş vermek olanlar. Graeber, eğer angaryacı bu müdahalesinin gerekli olmadığına içten içe inanıyorsa, yani kendi orada olmasa da ekip bir şekilde organize olup görevi bitirebiliyorsa, o pozisyonun anlamsız olduğunu söylüyor.
İkinci tip angaryacılar ise ilkinden beter. Graeber bunlara “bullshit” jeneratörü diyor. Bunların en önemli görevi diğerleri için anlamsız işler yaratmak ve o anlamsız işleri denetlemektir.
“Milyonlarca insan bütün iş hayatlarının tamamını, içten içe, yapılmasa da olur diye düşündükleri işleri yaparak geçiriyorlar. Bunun yarattığı ahlaki ve ruhani hasar çok derin. Kolektif ruhumuza açılan bir yara. Fakat gelin görün ki neredeyse kimse bunu konuşmuyor.” diyor David Graeber.