Geçenlerde bir blogda denk gelmiştim, her sosyal medya uzmanının bilmesi gereken insan davranışları gibi bir başlıkta ayrıntılı bir yazı. Bundan 2 yıl kadar önce, sosyal medya uzmanlığı çok tartışılır bir kavramken ve birçok kişi bu kavramla enine boyuna dalga geçerken, sosyal medya uzmanlığının sadece teknik bir konu olduğundan söz ederlerken; ben ve saz arkadaşlarım sosyal medyanın aslında sadece teknik değil ,sosyal, psikolojik ve sosyolojik yanları olduğundan, her sosyal medya uzmanının ya da – siz adına ne derseniz – sosyal medya çalışanının sosyoloji, psikoloji, pazarlama gibi konularda bilgi sahibi olması gerektiğinden söz ediyorduk.
Bugün artık bu konu tamamen anlaşılır durumda. Sosyal medyanın bir okulu, lisans derecesi ile mezun olunan alanı yok. İnternete gönül vermiş, ilgili herkes sosyal medya uzmanı olabilir ki büyük şehirlerin tamamında buna yönelik sertifika programları mevcut. Yeri gelmişken söz edeyim, sevgili Can Uğurcan ile birlikte detaylı bir eğitim programı da İzmir’de hazırladık. Eğitişim İzmir ve AdresGezgini ortaklığında –sanırım- İzmir’de ilk defa uzun süreli bir “Sosyal Medya Uzmanlığı Sertifika Programı” açılıyor. Bu da başka bir yazının konusu.
Neyse, sözü çok dolandırmayalım efem. Lisans eğitimi alamayabilirsiniz ama bitirdiğiniz okulların alt yapısı ile sosyal medyanın kültürünü birleştirebilirseniz, sektörde aranan isimlerden biri haline gelebilirsiniz. Kişisel marka konusunda sevgili Mümin Erakbaş’ın blogunda detaylı bilgiler mevcut. Sizi oraya yönlendireyim. (Bkz: Kişisel Markalaşma)
Sosyal medyanın kültürü nedir?
Kültürü tanımlayabilmek için önce buradaki insan davranışlarını analiz etmek gerekiyor. Viapoint’in ortaklarından Paul Fennemore’a göre sosyal medyada 6 farklı insan tipi var. Bunlar, fedakarlık (altruism diye de geçer), Hedonizm, Benzerlik (Similarity), Memetik, Narsizm ve Kabilecilik.
Fedakarlık: Bencil olmama hali. Kendinden çok başkalarını düşünme hali de diyebiliriz. Durkheim’ın teorilerinde de karşımızı çıkar. Aslında empati ile de açıklanabilir diye düşünüyorum. Sosyal ağ kullanıcıları bilgiyi başkaları ile paylaşır. Tabii dijital kıskançlık duymadığı zamanlarda. Ama zaten sosyal ağlarda esas olan paylaşmaktır. Eğer siz bir şey paylaşmaz, her şeyi kendinize saklarsanız ben sizi neden takip edeyim ki? Paylaştığımız bilgiler takipçilerimizin işine yarar. Bilgi paylaştıkça artar :)
Hedonizm: Bir ara Pınar Altuğ ile gündeme gelmişti sanırım bu kavram. Halbuki Antik Yunan’dan beri tartışılır. Hazcılık, hayatı sadece zevk odaklı yaşamak. Her yaptığın sana zevk, haz vermeli diye açıklayabiliriz. Modern insanın felsefesi olduğu doğrudur, sosyal medya ile de ilişkisi şöyledir: insanlar sosyal medyayı kullanıyor çünkü bu onlara zevk veriyor. Yeni insanlarla tanışıyorlar, düşüncelerini özgürce dile getiriyorlar. Bir ara Twitter’dan ufak bir oyun oynamıştık, takipçilerime “sosyal medya insanı … kılar” diye bir soru sormuştum, onlar da yanıtlar vermişlerdi. Şuradan inceleme yazısını okuyabilirsiniz. Orada da dikkatimi çeken şey şuydu, bir kişi hariç kimse sosyal medyanın onları mutsuz ettiğini düşünmüyor. İlginç değil mi? Halbuki çoğu psikolog sosyal medyanın bizi yalnızlaştırdığını ve mutsuz ettiğini söyler.
Benzerlik: Burada hepimiz bizimle aynı hobilere, beğenilere sahip insanlarla bir araya geliriz. Mesela ben Twitter’da genelde sosyal medya ile ilgili paylaşımlar yapan insanları izlerim. Bir pop şarkıcısına baktığınızda onun da diğer pop şarkıcılarını ya da mesleğinin lider konumunda olan kişileri izlediğini görürsünüz. Sosyal medya bizi benzerlerimizle bir araya getirir.
Memetik: İngilizcesi Memetics, yani “meme” bilimi :) Fikirlerin, alışkanlıkların ya da inançların replikası. Bugünler de 9Gag’da bolca bulabileceğiniz internet meme’leri hakkında detaylı bir yazı hazırlamıştım. İlginizi çekerse şöyle buyrun: Bir internet alışkanlığı olarak supercut
Narsisizim: Sosyal medyayı incelemenin en sevdiğim yanı. O kadar çok var ki onlardan sosyal medyada. Ne oldum demeden kendini ön plana çıkaran, insanlara kendini olduğundan farklı gösteren. Gülüp geçiyorum ama buraya da yazıyorum J Özellikle Facebook sayesinde Narsistleri yakından görebilirsiniz. Yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre narsistik kişilikler online topluluklarda kendilerini daha rahat ifade eder hale gelmişler. Facebook kullanıcılarını tanımayan insanlar, onların profillerinde gezdiklerinde sayfa sahiplerinin çok fazla kendilerine önem verdiklerini belirtmişler.
Kabilecilik: İnsanlar her zaman bir gruba ait olmak ister. Kimliklerini o grupla daha iyi tanımlarlar. Sosyal medya sürekli devam eden bir destek, etkileşim ve iletişim sunar. İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre müşterilerinin ne istediğine önem veren restoran ve otellerin sosyal medya sayfalarının daha fazla etkin, interaktif olduğu görülmüş.
Artık sosyal medya uzmanı olmaya hazırsınız :)