Ben artık sosyal medya’yı tanımlamaya ihtiyacımız olduğunu sanmıyorum. Bize gereken daha çok onun sosyolojik alt yapısını anlamak ve teknik yönlerini analiz edebilmek. Sosyal medya nedir sorusuna: “efendim sosyal medya web 2.0 teknolojisinden kaynaklı bir takım vs. vs. …” gibi alevli cümleler kurarak basmakalıp cevaplar vermek yerine sosyal medyanın ilişkiler üzerine kurulu olduğunu kavramamız önemli.

Kore Teknoloji Enstitüsü (KAIST) akademisyenlerinden Prof. Sue B. Moon’a göre sosyal ağlarda ilişkileri analiz etmenin iki temel değişkeni var: ilişki kurmak ve ilişkiyi bitirmek. Fakat aslında bu tarz sosyal ağlar genelde ilişki yaratmak ve ilişkiyi beslemek üzerine kurulu olduğu için bitirilen ilişkinin analizini yapmak biraz zor olsa gerek. Sue Moon, Twitter’da özellikle analizin daha kolay olduğunu fark etmiş çünkü sosyal medyacıların korkusu “Unfollow” tuşu var.

“Unfollow” butonu sosyal medyada bir ilişkiyi bitirmenin en kolay yollarından biri. Hiçbir şekilde onaya gerek yok, yani bu kişiye listenizden çıkarmak ister misiniz? Gibi iki arada bir derede bırakan, hayatı sorgulatan bir uyarı gelmiyor karşınıza. Ayrıca herhangi bir bildiri de almıyorsunuz. Eğer kullanıyorsanız üçüncü parti uygulamalar ile sizi kimin takipten çıkardığını görebilirsiniz.

Peki insanlar birbirini neden “Unfollow” ediyor?

Profesör Sue Moon ve araştırmanın diğer çalışanları 1.2 milyon Koreli Twitter kullanıcısını 51 gün boyunca takip etmiş ve data toplamışlar. Çalışmaya göre aktif kullanıcıların %43’ü 51 gün içinde en az bir kere bir takipçisini “unfollow” etmiş. Bir kişinin ortalama “unfollow” sayısı ise 15-16.

Araştırma sonucunda “unfollow”un 4 ana faktörü olduğu ortaya çıkmış:

1.    Karşılıklı ilişki: Tek taraflı Twitter ilişkileri çok kırıcı olabiliyor. O yüzden örneğin, #takipedeniederim gibi hashtagler ile millet birbirini takip edecek kullanıcıları arıyor. Ya da diyelim, iki kullanıcı da karşılıklı birbirini takip ediyor, biri takipten çıkarınca diğeri çok kırılıp sırf inadına onu unfollow edebiliyor.

2.    İlişkinin devamlılığı: Yeni ilişkileri sürdürmek daha zor.

3. Takip edilenin entelektüel seviyesi: Gerçek hayatta da ilişkiler bilgi üzerine kurulu değil mi? Yeni bir şey öğrenemediğiniz, sürekli boş konuşan biri ile arkadaşlık etmek istemezsiniz. Twitter’da bu biraz daha net kurallar ile belirleniyor. Sürekli birilerine cevap yazan, “bugün çok sıkıcı, akşam oldu” gibi anlamsız tweetler atan insanları bir süre sonra takipten çıkarmak 10 emirden biri haline geldi. Bu nedenledir ki çok retweet edilen insanların unfollow edilmesi daha az olası 

4. İlişkilerin örtüşmesi: Kullanıcılar arasındaki ilişkiler ne kadar benzerse, unfollow edilme oranı o kadar düşüyor. Beğeniler örtüşüyor çünkü^^

Ayrıca araştırmada politik konular hakkında yazan insanların daha çok unfollow edildiği de gözlenmiş. Unfollow edilmenin bir diğer önemli noktası da Timeline’ın çok meşgul edilmesi. Yani spammer gibi durmadan tweet atıyorsanız takipten çıkarılmaya mahkumsunuz.

Araştırmanın bir diğer kanadı da Twitter’ın büyüme hızı ve Twitter’da yapılan pazarlama çalışmaları. Sue Moon, Twitter’ın çok hızlı büyüdüğünü ve dünyanın dört bir tarafından saniyede binlerce tweet atıldığını söylüyor. Eğer firmalar sosyal medya kampanyalarını efektif bir biçimde planlayamazlarsa düşünmek bile istemeyecekleri şekillerde rezil olabiliyorlar.

Son olarak, araştırma hakkında daha detaylı bilgi almak için şu linke tıklayabilirsiniz: Analysis of Twitter unfollow: How often and why